24 Temmuz 2022 Pazar

YAŞAMAK

Bazen…

Satırlarımı tek düzeliği yıkan bir kelime ile başlatmanın en doğrusu olduğuna karar verdim. Zira bu gün doğan gün, hayatlarımızın ve benliklerimizin düzensizlik içinde yakalamış oldukları düzenin ahengini hissettirdi bana. Elbette her birimiz kendimizi güvende hissetmek istiyor ve bir düzenle desteklenmemiş hiçbir güven duygusunun ruhumuzu tatmin etmeyeceğini biliyoruz. Düzeni yakalamak ne kadar mümkün? Hayat bize bunu ne kadar sunar? Herkes için farklıdır. Fakat ruhumuz düzeni arzularken fazlaca uzun süren, tekrar eden koşul ve hislerin birer pranga gibi bizi zincirlediklerini ve bu seferde özgürlük ihtiyacımızın susuz kaldığını görürüz. Öyle ya kuşlardan daha özgür olmayı arzular insan, öyledir de. Hapsolduğumuz bedenlerimizin ardında sonsuz deryalar kadar özgür bir ruh taşırız benliğimizde. Bir gün yağmurlu, bir gün güneşli; bir gün karalar bağlamış, bir gün göz alan bir ışıltıyla karşımızda. İnişleriyle çıkışlarıyla, kan revan içinde kaldığımız yokuşlarıyla, dağları tepeleri aşıp da vardığımız ışıl ışıl denizleriyle… Yaşamak, ne muhteşem bir dans… Sonsuz şükranlarla.

 

2 Temmuz 2022 Cumartesi

KISA BİR ÖĞLE MOLASI

Kısa bir öğle molası, yanmış bir bank ve eşsiz bir şehir manzarası... Kimileri vardır var olanı yıkan, yakan; kimileri vardır yangından yeniden var olan, yeniden var eden. Yanmış banktan kömürleşip düşüveren tahta parçasından hiç beklemediğim bir anda dökülüveren ellerimden...
 

KARMAŞIK

Nedeni, nasılı karmaşık bir bilmece.

İnsan neden kötü olmayı seçer...
 

GÖRÜNTÜLER


 Görüntüler, yanıp sönen...

İstikrarsız fakat kendi içinde düzenli...

Asla benzemeyen lakin dur durak bilmeksizin tekrar eden.

Tam ortasında olduğumuz yakalaması güç bir devinim...

CAMİLLE CLAUDEL

'Bir avuç toprağı yoğurmayı bile bilmeyenler. Duygusuz yavan insanlar. Ruhum en kutsal varlığımdır... Siz yiyip içerken, ben heykellerimle yalnızdım… Ve yavaş yavaş akan benim hayatımdı... Bu toprağın derinliklerine kanımı akıtıyorum.'

Camille Claudel; güzel kadın, yetenekli kadın, yürekli kadın… Sayfamda adının geçmesini, bir fotoğrafının yer almasını istediğim kadın. Hayatı ve mücadelesiyle bana birçok şeyi yeniden düşündüren kadın.

Neydi bu dünyanın kadınlara sunamadığı şey. Yük olan tüm kavramların kadınların omuzlarına yüklenmiş olduğu bir dünya. Neden bir erkeğin ahlaksızlığı göz ardı edilip kapatılıyorken hatta herkes gibi yaşayabiliyorken bir kadın yalnızca sevmiş olmanın bedelini öder. Camille, aldanmışlığının bedelini ömrü ve acılarıyla öderken Aguste her yargıdan uzak başarılarla taçlandırarak neticelendirir ömrünü...

Camille' nin sızısı kalır geriye ve benzersiz eserleri...

 

HAKİKAT

Bir boşluğa bakıyormuşçasına dalmış gözlerimiz. Oysa ellerimizin arasında sapasağlam gerçekliği ile incecik ipler duruyor, incecik ama yenilmez ipler. Güçlüler, tıpkı hakikat gibi. Hak yokmuşçasına hakkaniyetsizliğin bir madalyon gibi boyunlarda taşındığı arsız zamanların içine düşmüşken temiz tutmaya çalıştığımız yüreklerimizle ellerimizin arasında tuttuğumuzun gerçekliğini haykırmaya çalışıyoruz, yalnızca görmek isteyenlerin görebileceğini unutarak. Hakikat yalnızca ona ulaşmak isteyen temiz yüreklerin duyabileceği bir fısıltıdır
 

GİDİŞ


 Devasa geminin kalkışı... Kimileri için yolculuk vakti kimileri için demir almanın. Yollar gitmek vuslat yaraları sarmak için. Gönülden dökülen her kelam yankısını ararken varlık âleminde yolculuktan baki ne kalır elimizde...

YENİ HAYAT

Yeni evde ilk gün… Penceremi sonuna kadar açtım, göğü doldurdum odama, her bir yıldıza ayrı bir dileğimi emanet ettim. En güzel dualarımı bu...