Bacasından gökyüzüne savuruverdigi kara dumanlari ardında bırakarak ayriliverdi iskeleden. Yağmur damlalarının süslediği aydınlık bir camın ardında kaldı görüntüsü. O bilmiyordu belki ama yağmur damlalari onu da suslemisti. Buğulu bir isiltiyla kapatmıştı kusurlarını camın ardında kalan her şeyin.Guzellik her şeyin aynı ışıktida parlamasi demek değildi belki de? Gözümüzünde yaptığı bu değil miydi? Bir şeyler bir seylerin ardında olmalıydı.Her şey olması gerektiği kadar patlamalı, her şey görünmesi gerektiği kadar gorunmeliydi. Tıpkı gördüğümüz gibi, anlaşılmaz bir aydınlığa hapsolmamis bir dünya...
