Hiçbir
şeyin ama hiçbir şeyin eskisi olamayışı. Bu derin bir melankoli değil
aslında. Kederle ya da sevinçle karşılamaktan ziyade, zamanı hissetmek. Onunla
birlikte gidenleri ve gelenleri görmek. Fakat bu düşüncelerime karşı derin bir
hüzünle fark ettim bunu. Hiç bir zaman eskisi gibi bakamayacak olmak hayata.
Bir daha eskisi gibi sevemeyecek olmak. Geçmiş, bıraktığım ayak izlerinden
ibaret. Hatırladıkça kesik kesik ve bir bütün halinde, eski bir filmi izlemek
gibi. Tanıdık bir film, sadece tanıdık. Ruhumu saran daha önce izlemiştim
hissi. Bir daha tekrarlanmasını istemediklerim, bir daha yaşanmayacak
olduklarına yandıklarım... Gidenlerim gitti ruhumdan kalanlarım kaldı.
Gidenler de değişti kalanlar da. Bazı şeyler özlendi bazı şeyler unutulmak
istendi. Sonra görüldü ki hiçbiri unutulmamalı, her biri beni yaratmış baştan
aşağı. Sevgiyle kucaklanmalı hepsi. Bir daha ardında kalan seni bulamayacağını
bilmene rağmen...